Savaş Kliği İlle de Savaş Diyor
Mayalarında,
tarihlerinde komplo olanlar, zihinlerinde sürekli komplo üretirler. İktidar
mücadelesinde herkese komplo kuran kafa, her gelişmeyi komplo ile açıklar. Komployu
siyaset yapmakta tarz edinmiş olanlar, diktatörlüklerine karşı meşru eylemler
ile haklarını arayanları da komploculukla suçlarlar.
Komplo
sahipleri, aynı zamanda diktatördür de. Her diktatör iktidarını korumak için öz
kardeşini ve evladını öldürmekten çekinmez. Tayyip "ecdadımız, ecdadımız"
diyerek, gurur duyduğu bütün Osmanlı padişahları tahtını korumak için kendi öz
kardeşlerini ve öz evlatlarını çekinmeden boğdurmuştur. Hatta Kanuni Sultan
gibileri öz evladının boğulmasını izleyerek mutlu olmuştur. Diktatörlüklere
özgü bu zihniyete göre her yol mubahtır.
Yeni
Osmanlıcılık hayalleriyle İslam Devletleri Birliğini kurmaya soyunan
Erdoğan/Davutoğlu kliği Suriye'de şeriatçı Sünni iktidarını inşa etmeyi amaç
edindiler. Ancak, emperyalist küresel pazara eklenme savaşında Müslüman Kardeşleri
iktidar yapma istekleri politikası iflas edince çaresizlik içinde her türlü
katliamı yapma planlarının içine girdiler. Suriye işgal savaşına ilişkin
barışçıl yöntemlerle çözüm gündeme geldiğinde Erdoğan/Davutoğlu kliği sabote
etmek için her türlü aşağılık yönteme başvurmaktan hiç bir zaman çekinmediler.
Suriye ordusu paralı şeriatçı çetelere karşı sürekli başarı kazanmaya başladığı
bir anda kimyasal silah taktiğine başvurdular. Savaş tamtamları çalan
Erdoğan/Davutoğlu kliği de bilmektedir ki, Suriye saldırmak için kimyasal silah
bir bahanedir, ama dünya kamuoyunu işgal savaşına destek olmasını sağlamak için
kimyasal silah kullanıldığı propagandası en etkili olandır. Kendilerini çok
akıllı, yönettikleri toplumları enayi sananlar bu propagandayı kolayca
yutturacaklarını sandılar. Özellikle Rusya'nın kendi çıkarları için bu yalan
propaganda karşısında sağlam duruşu ve bazı namuslu yayın organlarının Suriye
gerçeğine ilişkin yayınları, en önemlisi de bir milyon insanın öldüğü Irak
işgal savaşı için kitle imha silahları propagandasının sonradan yalan olduğunun
anlaşılması dünya kamuoyunun savaş istemiyoruz tepkisini getirdi. Emperyalist
güçler kendi parlamentolarından bile savaş kararı çıkaramaz noktasına geldi.
Suriye devletinin izlemiş olduğu akıllı politika ve Rusya'nın diplomatik
atağıyla Suriye işgal savaşı en azından bir kaç yıl ileri tarihiye ertelendi.
Yeni
Osmanlıcılık, Mısır, İran, Azerbaycan kısacası dünyanın her yerinde iflas etti.
Erdoğan'ın karizması Sünni enternasyonalizminin iflası ile Ortadoğu'da, Taksim
Direnişi ile Türkiye'de çizildi. Süngüsü düşen diktatör daha da saldırganlaştı.
Davutoğlu dünyada kimsenin dikkate almadığı, güvenilmez, savaş çığırtkanı,
çapsız politikacı olarak muamele göremeye başladı.
Rusya'nın
kimyasal silahları uluslar arası heyetin kontrolünde imha edilmesi önerisine
küçültücü ve dalga geçer gibi "kozmik" diyecek kadar şaşırmış bir
Dışişleri bakanından yeni bir komplo bekleniyordu. Ancak geçmişte istihbarat
toplamak için Suriye hava sahasına gönderilen ve Suriye füzesi ile düşürülen savaş
uçağının kuyruk açısını da unutmamak gerekiyor. "İntikam değildir"
açıklamalarına bakılırsa aslında intikam almak için fırsat kollandığı
anlaşılıyor. Erdoğan ve Davutoğlu, generaller ile sık sık yaptıkları güvenlik
zirvesinde böyle bir durumun önceden planlandığını tahmin etmek zor olmasa
gerek. "Hava sahamızı ihlal etti, en
az bilmem kaç dakika uyardık dinlemedi ve vurduk" açıklamaları ve
yalaka savaşçı medyanın bu doğrultudaki yayınları yalandan öteye gitmiyor.
Mantıken hiç
bir helikopter pilotu savaş uçaklarına ve füzelere hedef olacağını bildiği
halde, uyarıya rağmen, ihlal etmeye devam etmez. Çünkü helikopterin hedef
olmaktan kurtulma şansı yoktur. Ve aynı zamanda helikopter vurulduğu an
içindekiler paraşütle atlıyorlar. Görgü tanığı köylülerin Suriye sınırından iki
kilometre içeride helikopterin yandığını söylüyorlar. Gerek pilotların ve
helikopterin düştüğü yer, gerekse görgü tanıkların ifadesi hava sahası ihlali
olmadığını işaret ediyor.
Davutoğlu'nun "bundan sonra sınırlarımızı hiç kimse
ihlal etmeye cüret edemez" efelenmesi hem mutluluğunu, hem de tahriki
içeriyor.
Davutoğlu/Erdoğan
kliğinin bu tahrik edici saldırısı Suriye sorununu çözmede umut durumuna
gelmekte olan 2. Cenevre toplantısını çare olmaktan çıkarmayı içeriyor. Diğer
yandan da sürecin dışına itilmiş olmanın
ezikliğiyle, "beni de dikkate alın" çırpınışları olduğu anlaşılıyor.
Osmanlıda oyun
çoktu, Yeni Osmanlıda oyun daha da çok.!!
Comments
Post a Comment