Sıcağı Sıcağına Seçim Sonuçları Üzerine
Ülkemiz kapitalizmi alt
yapıda iktisadi üstyapıda da ideoloji/kültür olarak gelişmiş olmadığından yerel
seçimler genel seçim havasında geçmektedir. 2014 yerel seçimleri de gerek
iktidar tarafından gerekse Kürt hareketi tarafından yerel seçim olmaktan
çıkarılmıştır. Yeni Osmanlıcılık seçimi "istiklal savaşına"
benzetirken, Kürt hareketi de referandum olarak değerlendirmiştir. Daha da
ileri giderek dört büyükşehir seçimini kazanarak dört kanton kuracağını açıklamıştır.
Ancak Urfa seçimini kazanamadığı için şimdilik kanton örgütlenmesinin nasıl
olacağı veya hayata geçip geçmeyeceği soru işaretidir. Ama seçim öncesi
yaptıkları açıklamalara bakılırsa fiili özerklik adım adım inşa edilmeye devam
edilecektir. İslam Türk diktatörlüğü olan Yeni Osmanlıcılık başarısını nasıl
değerlendireceğinin politik taktikleri içindedir. "Barış sürecinin"
en büyük ittifak gücü olan Kürt burjuva hareketi ile başkanlık sistemine
götüren uzlaşma arayışları akıldan çıkarılmamalıdır. Aylar önce, başkanlık
sistemini içeren anayasa tartışmaları sürecinde Selahattin Demirtaş'ın
"taleplerimiz karşılanırsa, bizim için başkanlık sisteminin sakıncası
yoktur" açıklaması unutulmamalıdır. Yani başkanlık sistemi için ki bu
Erdoğan diktatörlüğüdür, Kürt hareketi uzlaşmaya hazırdır. Çok olasılıklı, çok
denklemli bir sürece girmiş bulunmaktayız bugünden yarına en azından şimdiki
verilerle ne olacağını kestirmek zordur. Belki de bugün Yayladağı camisinin
duvarlarını yıkan roket mermisi Suriye işgal savaşını daha ileri boyuta
taşıyabilir. Ve bugün Erdoğan'ın aniden Çankaya köşküne çıkmasının anlamı
nedir? Dışişleri bakanlığının savaş komplosu açığa çıkmasından sonra Suriye ile
olan savaşı daha ileri boyuta taşımak zordur ama hiçte olanaksız değildir. Onun
için diyorum ki çok ilginç bir sürece girdik bir çok olasılıklar ve denklemler
mevcuttur, bugünden yarına ne olacağını kestirmek en azından şimdilik zordur.
Bu yüzden günceli çok iyi takip ederek yakın zamanda olacakları anlayabilmek
olanaklıdır. Yeni sürecin olguları henüz daha belirginlik kazanmamıştır. Yani
halkın deyişi ile taşlar yerine oturmamıştır. Böylesine erken yazının zorluğu
da buradadır. Yanılmayı göze alarak anlamaya çalışmakta ilerleticidir.
Sol düşünenler, laik
Atatürkçüler öfke ve duygusal davranarak mevcut durumu kavramaktan uzak
tepkiler veriyorlar. Bu ülkede politika genellikle duygusal tepkiler, öfke ve
fayda üzerinden yapılmaktadır. Somut durumu anlamakta en büyük engel de bu
yaklaşım tarzıdır. Ortada bir mücadele vardır, ki bu mücadele esasında egemen
sınıflar arasındadır. Sosyalistler süreci etkilemekten çok ama çok uzaktır.
Kim ne derse desin, sandık
sınıflar mücadelesinin barometresidir. Eşitsiz yarışta olsa genel oy sınıf
mücadelesinde önemli bir ölçüdür. Efendim hile yaptılar, evet bazı sandıklarda
hile olduğunun işareti görülüyor, ancak genel olarak oy dağılım oranlarını
önemli ölçüde etkileyecek hilelerden kimse söz etmiyor. Yenilgiye hile mazereti
doğru bir gerekçe değildir. Eğer ciddi anlamda hile olmuş olsaydı bugün
insanlar sokaklarda olurdu. Her şeyden önce ana muhalefet partisinin kendisi
önemli bir hileden söz etmiyor tersine bazı sandıklarda olduğunu ve itiraz
ettiklerini açıklıyor. Yenilgiye hile mazeret değildir.
Ara sonuç; Genel anlamda
muhalefet özel olarak ta sol yenilmiştir. Yeni Osmanlıcılık ve Kürt burjuva
hareketi kazanandır. Önce bu gerçeği kabul etmek gerekiyor. İnkar ile
sonuçların ne anlama geldiğini anlamak mümkün değildir.
12 Eylül darbesinden sonra legal
politikanın yapılmaya başladığı tarihten bugüne 28 yıl geçmiştir. Sosyalist sol
bu süreç içerisinde nereden nereye gelmiştir, ne hedeflemiştir, ne
kazanmıştır/kaybetmiştir ve 28 yıldır yapılan genel ve yerel seçimlerde ne
kadar oy almıştır bunun muhasebesini yapmak zorundadır. Öyle beylik laflarla,
kitabi söylemlerle, kendisinin dışında suçlu aramakla altından kalkılacak bir
süreç değildir. 28 yıl çok önemli zamandır. 25 yılda bir kuşak yetişmektedir.
Dünya tarihinde devrimini yapmış ülkelerde örgütlenme ve mücadele süreçleri
incelendiğinde ülkemiz sosyalist solunun zamanı nasılda çarçur ettiği daha iyi
anlaşılacaktır.
Sonuçları sıralamaya geçmeden
önce şunu da belirtmeyi önemli görüyorum. Üçüncü Enternasyonalin, özellikle
Lenin'in ölümden sonra yani 1926 ile 1933 yıllar arasındaki faşizme karşı
izlediği mücadele taktikleri, ittifakları ve ideolojik değerlendirmeleri doğru
analiz edilmeden ülkemiz sosyalist hareketinin diktatörlüğe karşı doğru
politikalar saptaması olanaksızdır. Ne yazık ki bu tarih bilincine ulaşılmaması
için, "sosyalist önderler" bilerek veya bilmeyerek engel
oluşturmuşlar, oluşturmaya da devam etmektedirler. Ve buna ek olarak özellikle
12 Eylül darbesi öncesi sosyalist solun seçimlerde izlemiş olduğu politika ve
sonuçları değerlendirmeden feneri önümüze tutmak olanaklı değildir.
Sandıktan çıkan oy dağılımını
şöyle yorumluyorum;
Bir ; Bu ülke sınıfsal
temelde değil dini ve etnik temelde bölünmüştür.
İki; Bu ülke insanı İslam ve milliyetçi
ideolojinin hegemonyasındadır.
Üç; Bu ülkenin Kürt illeri
ister özerklik, ister kanton denilsin Türkiye siyasi bütünlüğünden kopmuştur.
Dört; merkeze oynayan kızıl
elmacılar "milli" diye diye iflas etmiştir.
Beş; Kürt burjuva
hareketinin himayesine girmiş sosyalistler memnundur ama güçsüzlüklerinin
farkında değildir.
Altı; Sosyalistler yine eski
tas eski hamamdır. İki küçük ilçede seçim kazanmaları büyük tesellileridir.
Yedi; Genel anlamda sol
gerek dünya tarihinden gerekse Türkiye tarihinden hiç bir ders almadığını
kanıtlamıştır.
Sekiz; Siyasi temsil krizi
yaşayan oligarşik diktanın en büyük sermaye grubu bir kez daha kaybetmiştir.
Dokuz; Fettullah Gülen
tarikatı çok önemli yenilgi almıştır. Gülerce'nin ifadesi ile çoğunluğun
dışında bir çizgi izleyip CHP'yi destekleyerek kaybetmiştir.
On; Yeni Osmanlıcılık ülke
içinde siyasi olarak zaferini ilan etmiştir.
On bir; Kürt illerinde halk
dini ve etnik temelde iki cephede ayrışmıştır.
On iki; İzmir ve Zonguldak
dışında bütün sanayi kentlerinde işçi sınıfı İslam - Türk diktatörlüğünü onaylamıştır.
On üç; Hırsızlık, rüşvet,
suiistimal, baskı ve zulüm oy dağılımını değiştirmemiştir.
Comments
Post a Comment