Erdoğan’ın İnternet Korkusu

Bütün diktatörler internetten korkar. Hatta Erdoğan gibileri nefret eder. Bu korkuları doğaldır. Çünkü diktatörler kontrol edemedikleri her şeyden korkarlar. Onlar kontrol ettikleri sürece kendilerini güvende hissederler. Kontrol edemediklerinden sürekli kendi iktidarlarına tehdit algılarlar. Algılamaları çok doğaldır. Uyguladıkları politikaların geniş kitleler için zulüm olduğunu, yoksulluk olduğunu, baskı ve terör olduğunu çok iyi bilirler.

İnternet kolay kolay kontrol altına alınamayan anında haberleşme ve bilgilendirmeyi sağlayan kapitalizmin harika teknolojisidir.

Kapitalizm esas olarak meta ile paranın hızlı değişimini sağlamak için bilimi kullanır. Meta ile para ne kadar hızlı değişirse burjuvazinin kasasına o kadar hızlı para akar ve birikimini hızla çoğaltır. Üniversiteler ve bilim kurumları bunun için çalışırlar. İnternetin olmadığı bir aşamada banka havalesi ile para satıcıya ulaştırılması ve satıcının parayı “alması” sonrası malı karşı tarafa çıkarması, yani satması oldukça zaman alıcıydı. Meta- para değişimi geç oluyordu. Hatta 19. yüzyılda Marx’ın da örneklediği gibi Hindistan’dan mal almak için aylarca zaman alıyordu. Ama internet öyle değil. Klavyenin tuşları ile anında parayı satıcıya ulaştırıyorsun ve satıcıda anında malını paraya dönüştürmenin sevinci ve mutluluğunu yaşıyor. Tabii bu alış-verişi gerçekleştirmiş olan burjuvazi kendi sisteminin ne kadar üstün olduğu duygusunu da yaşıyor. Ve yıkılmaz, yıkılayamayacak olduğunu düşünüyor.

İnternet “alış-veriş” zamanını muazzam kısaltırken toplumsal gelişme ve mücadele olarak da önemli avantajlar yaratıyor.

Kapitalizmin her bilimsel buluşu burjuvazinin kazanımlarını artırırken karşıtı içinde avantajlar sağlıyor. Bu kaçınılmazdır. Evet, esas olarak internet burjuvazinin çıkarları için vardır ama yönetilen ve iktidar dışı tutulan sınıflar içinde haber, bilgi ve örgütlenme için büyük kolaylıklar sağlıyor.

Burjuva devleti emekçi sınıfların bu kolaylıkları kullanmasını kapitalist sistemi koruyan yasalar ile sınırlıyor.

Emperyalist ülkelerde sınıf çelişkileri bizim gibi ülkelerdeki düzeyde olmadığı için, yani iktidardan yoksun sınıflar iktidarı elinde tutan oligarşinin düzenini tehdit eder boyutta duruş sergilemedikleri ve burjuva devleti ikna yöntemleri ile toplumu yönetmeyi başarıyor olduğu için internet kullanımından çok fazla rahatsız olmuyor. Hatta bazı sitelerin ve sosyal ağların varlığı işine de yarıyor. Örneğin porno siteleri bireyi etkisi içerisine alarak kendi gerçekliğinden koparıyor ve her şeye iki bacağının arasından bakmasına neden oluyor. Cinsel doyum bireyin esas amacı oluyor. Sosyal ağların varlığı da 24 saatini sosyal ağ başında geçiren birey tepkilerini birkaç cümleyle, birkaç fotoğrafla ve video görüntüsüyle sınırlı tutarak bir şey yapmış olmanın rahatlığını yaşıyor.

Bizim gibi geri ülkelerde toplumlar genellikle devletin zor aygıtları ile yönetiliyor. İkna aygıtları ve yöntemleri toplumun büyük kesimini devlete yedekleyemiyor. Böyle olunca sistemi ayakta tutabilmek ve sömürü çarkının dönmesini sağlamak için devletin zoru sürekli topluma uygulanıyor.

Gelir dağılımındaki büyük adaletsizlik, siyasi dışlanmışlık, horlanma, eziyet ve zulüm yönetilenlerde değiştirme isteği oluşturuyor. Görsel ve yazılı basında yer bulamamak, muhalif medyanın ise engellenmesi tek alan bırakıyor.

Rahatsız bireyler kendilerini özgür hissettikleri interneti kullanarak haberleşebiliyorlar, elde ettiklerini paylaşabiliyorlar. Yorumlarını iletebiliyorlar. Bu paylaşımlar aynı zamanda bir kamuoyu da yaratıyor. Önce tepkileri iletme, zulüm ve haksızlıkları haber, görüntü, yorumlarla paylaşma giderek örgütlü tepkilere kadar varabiliyor.

Diktatörler gerçeğin devrimci olduğunu biliyor. Gerçeğin açığa çıkmasını istemiyorlar. Kontrolleri altındaki medya da gerçekten ya hiç söz edilmiyor ya da gerçek saptırılarak diktatörlerin istediği gibi gösteriliyor. Ama kontrol edemedikleri ve anında paylaşımcılara ulaşan internet gerçeği açığa çıkarma özelliği taşıyor. Yasaklamalar, site kapatmalar yapılıncaya kadar çoktan haber, görüntüler ve yorumlar paylaşımcılara ulaşmış oluyor.


Diktatör kişiliğe en somut örnek olan Erdoğan, yeterince kontrol edemediği, anında bireyler arasında iletişimin sağlandığı internetten bu yüzden çok korkuyor. Ama birilerinin Ona korkunun, yasaklamalarının, zulüm ve baskının diktatörlüğünün yıkılmasına ve yaptıklarının hesabının sorulmasına engel olamayacağını söylemesi gerekiyor.

Comments