Kürtler Ortadoğu halklarına Emperyalizmi Sevdirebilecek mi?

I. Körfez savaşı Birleşik Devletler emperyalizmini körfez ülkelerinde hakimiyetini artırırken, silahla şekil vermenin işareti de oldu. I. Paylaşım Savaşı sonrası İngiltere ve Fransa tarafından oluşturulan sınırlar Birleşik Devletlerin silah gücüyle yeniden çizilmenin başlangıcı oluyordu. Irak fiilen bölündü. Kuzey Irak'ta varolan Kürtlerin bölgesine Saddam'ın müdahale etmesi emperyalistler tarafından tank, top, tüfek ve hava saldırılarıyla engellendi. Güneyde de Şiilerin fiili hakimiyeti başladı.

II. Bush, iki cephede savaşı uygulamaya koydu. Cephenin birisi Afganistan, diğeri Irak'tı. Emperyalistlerin Ortadoğu'yu yeniden şekillendirme savaşı Saddam diktatörlüğünü yıktı. Kürtler, Birleşik Devletlerden aldıkları büyük destek ile "Irak'ın toprak bütünlüğü" safsatası söylemiyle özerk devlet yapılanmalarını kurdular. Saddam aşiretinin iktidardaki mutlak hakimiyeti kırıldı, neredeyse etkisiz iktidar ortaklığına dönüştürüldü.

II. Körfez savaşı Birleşik Devletleri Ortadoğu'da en sevimsiz aşamasını yaşattı. Kürtler ve İsraillilerin dışında Ortadoğu'da hiç kimse Birleşik Devletlere sıcak bakmıyor, düşman görüyordu. Obama'nın işbaşına gelmesi, iki cephede savaş çıkmazından vazgeçmesi ve Ortadoğu'dan asker çekmesiyle ayak altına düşmüş itibarı yavaş yavaş kaldırmaya başladı. İsrail'in Filistin kıyımlarını destekleyen politikası ve Suriye iç savaşındaki mobil savaşçı çetelerine verdiği destek itibar grafiğini yeniden aşağıya çekmeye başladı.

Emperyalistlerin ve Ortadoğu Sünni iktidarlarının desteğiyle örgütlenen El Kaide çizgisindeki örgütler hızla güçlendi. Irak'taki iktidar kavgasında Şii Maliki'nin Sünnileri tamamen tasfiye operasyonuna hedef olan Haşimi'nin Türkiye'ye kaçışı ve İslam Türk diktatörlüğünün İran ile Irak üzerindeki nüfus alanları kavgasında sessizce karşı cepheler oluşturması yeni bir saflaşmayı beraberinde getirdi. Suriye iç savaşını iyi değerlendiren Kürtler, Suriye'de Kantonlar şeklinde kendi iktidarlarını kurdular.

Özellikle Birleşik Devletler emperyalizmi Suriye savaşında amacına ulaşamaması ve çıkmaza düşmesi yeni emperyalist güç Rusya'nın bu çıkmazı iyi değerlendirerek ortaya attığı planın II. Cenevre görüşmelerinde kabul edilmesinden sonra emperyalistler bir süre Ortadoğu'da yeni arayışlara, dolayısıyla yeni ittifaklara yöneldiler. Bu süreç aynı zamanda emperyalistlerin bir şey yapamadığı aşama olarak da değerlendirebileceğimiz aşamadır.

İslam Türk Diktatörlüğü Esat'ı yıkma hırsı ile önceden kurduğu Sünni ilişkilerini hızla geliştirdi. Haşimi'yi korumasına alarak Irak'taki Saddam aşireti ile ittifak oluşturdu. Irak Sünnileri El Kaide çizgisindeki silahlı çetelerle işbirliğine girerek hakimiyet kurdukları bölgelerde Irak Şam İslam Devleti'ni (IŞİD) ilan ettiler. En büyük destekçileri Türk devletini ele geçirmiş olan Yeni Osmanlıcı Erdoğan/Davutoğlu savaş kliği ve Katar oldu.

İslam Türk Diktatörlüğü, Suriye'nin Kuzey'inde Kürtlerin oluşturduğu Kantonları önce Barzani güçleriyle yıkmak istedi ama başaramadı. Diktatörlük, Osmanlı döneminin eyalet sistemini günümüz koşullarına göre Kürtlerle oluşturmasına sürekli engel olan PKK anlayışının Suriye'de Kantonlar olarak örgütlenmesinden çok rahatsız oldu.

IŞİD'e sınırsız destek vererek, ilk aşamada Kürtlerin Kantonlarını yerle bir etmeyi hedefledi. IŞİD, Kobani'ye saldırdıkça diktatörlük umutlandı, keyiflendi, desteğini daha da artırdı. Gizli IŞİD'cilerde sessizce sonucun gelmesini bekler oldular. Diktatör, Kobani'deki Kürt yönetimin yıkılacağına o kadar çok kendini kaptırmıştı ki "düştü düşecek" demeye başladı.

Yeni Osmanlıda oyun çok. IŞİD, Kobani'yi işgal ederse emperyalistlerin İslam Türk Diktatörlüğü'nün Ortadoğu Sünni örgütlenmesinin önünde oluşturmak istedikleri set aşılmış olacaktı. Güney komşumuz Suriye değil, Irak Şam İslam Devleti ve Irak Kürdistan'ı şeklini alacaktı.  Yeni oluşan bu coğrafyadan diktatörlük faydalanarak Esat diktasını yıkmak için IŞİD ile savaşı yaygınlaştırmayı hedeflemişti. PKK anlayışı olan Rojova Kürt devriminin yenilmesiyle ülke içinde  Kürt hareketi büyük bir moral çöküntüsüne düşürülmüş olacaktı. Böylece Erdoğan/Davutoğlu savaş kliği, Psikolojik yenilgi sürecine düşürülmüş olan Kürt hareketine istediklerini kolayca kabul ettireceği hesaplarını yapıyordu. IŞİD'in Kobani savaşını kazanması aynı zamanda Irak'ta ve Suriye'de İran ile kapışma olan nüfus alanları hakimiyetinde de çok önemli kazanımlar elde edilecekti. Esat'ın yıkılması ile oluşturulacak Müslüman Kardeşler ağırlıklı hükümettin en has, en iyi dostu İslam Türk Diktatörlüğü olacaktı. IŞİD'in Rojava devrimini yıkmasıyla Büyük Kürdistan projesinin gerçekleşmesi engellenmiş olacağından Irak Kürtleri ile kurulmuş olan ekonomik ilişkiler ve antlaşmalar bir adım daha ileriye götürülerek hayal edilen Kürtler ile konfederasyon yapılanmasının adımları atılacaktı.

Olmadı. Hayal edilenin yaşamda karşılığının bulunmadığı görüldü. Diktatörlüğün ekonomik, siyasi, askeri gücünün hayalleri gerçekleştirmede çok yetersiz kaldığını emperyalistler gösterdi. Hem de aşağılayarak.

Kürtler direniyor ama sonuçta güç meselesi. Kurdukları Kürt yönetimleri yıkılmak üzere. Yardımın kimden geldiği önemli değil. Önemli olan yardımın gelmesi. Kobani üç cepheden kuşatılmış, şehrin yüzde 30 IŞİD'in hakimiyetine geçmiş, bir tek Türkiye sınırı var, Türkiye sınırı da IŞİD'e açık ama Kürtlere kapalı, geriye "kurtarıcı" tek güç kalıyor Birleşik Devletler emperyalizmi.   

İşçi sınıfı ve emekçi hareketi olmayan bütün burjuva karakterli ezilen ulus hareketleri emperyalistlerle ilişki içine girerek onlardan alacakları destek ile kendi devletlerini kurmayı politika olarak benimserler. Onlar için önemli olan kendi varlıklarını kabul etmeleri ve yaşadıkları coğrafyada kendi devletlerini kurmalarıdır. Bunu açıkça da ifade ediyorlar. "Bizim için şu güç, bu güç diye bir şey yoktur, biz herkesle görüşürüz. Biz herkesle ilişkiye gireriz. Yeter ki bizim kimliğimizi kabul etsinler. Yeter ki, halklarımızın doğal haklarının teslimini öngörsünler." (Cemil Bayık, Yurt Gazetesine verdiği röportajdan, 12. 11. 2014)

Yüzyıllardır sömürgeleştirilmiş olan Kürtler kendi devletlerini kurmaya eskisinden daha fazla yaklaşmışlardır. Emperyalistler özellikle de Birleşik Devletler emperyalizmi Ortadoğu haritasını yeniden çizme projesinde Kürtlerin kendi devletlerini kurması yer alıyor. Bunun ilk adımı Kuzey Irak'ta gerçekleşti.

Kürt burjuva hareketinin bir bütün olmadığı biliniyor. Kırk parçadan daha fazla ayrı ayrı örgütlendiği sır değil. Kürt burjuva hareketinde iki önemli gücün öne çıktığı görülüyor. PKK ve Barzani. PKK ile Barzani'nin Kürt devletinin kurulmasında inisiyatif kavgası içinde olduğu da bir gerçek. PKK politikaları ile Barzani politikaların farklılıklar içeriyor. Barzani egemen güçlere çok daha yakın, özellikle Birleşik Devletler emperyalist gücünün Ortadoğu'da konumlandırılmasından hiç rahatsızlık duymuyor. Hatta emperyalist destek olmadan var olamayacağına da inanıyor. Çünkü Kürt Yönetiminin temelindeki harçta emperyalist çamur var.   

PKK'nin diğer Kürdistan parçalarında örgütlenmesi olduğu gibi Barzani'nin de faaliyetleri eksik olmuyor. Suriye'de Kürt kantonları kurulması aşamasında inisiyatif alma mücadelesi silahlı çatışmaya ve sınır kapatmaya kadar gitmişti. Ama kazanan PKK çizgisindeki PYD oldu.

Bütün Kürt örgütleri büyük Kürdistan kurma fikrinde buluşuyor. Kürdistan devletinin kurulmasına karşı çıkmak ezilen ulusa haksızlık oluyor. Ancak Kürt örgütlerinin Kürdistan devletini kurmada izledikleri politikanın ne anlama geldiğini ve işçi sınıfı mücadelesini geliştirip geliştirmediğini değerlendirmek gerekiyor. Emperyalistlerin istediği Kürt devletinin nasıl bir yapı olduğunu görmek için çok fazla kafa yormaya, öngörülerde bulunmaya gerek yok, çünkü kurulmuş örneği bulunuyor. Kuzey Irak'ta kurulmuş Özerk Kürt Yönetimi kurulma mücadelesi verilen Büyük Kürdistan devletinin ön oluşumu oluyor. Irak'ta petrolden elde edilen gelirlerin Barzani ailesini zengin ederken, işçi ve emekçileri kapitalist ilişkiler içinde sömürme sistemi ve kurumları oluşmuş görülüyor. Ercan Tatar, Kuzey Irak Kürt Yönetimindeki izlenimini Sendika Org. Sitesinde "Irak'ın kuzeyinde ABD sayesinde kurula Kürdistan Bölgesel Yönetimi 2014 yılı başlangıcı itibariyle, polis devleti ve gelir adaletsizliğinin aleni olarak görülebildiği bir coğrafya görünümdedir" diye yazıyor.

IŞİD ağır silahlar ile saldırıyor, Kürt güçleri şehri savunmakta yetersiz kalıyordu. Salih Müslüm tüm dünyayı yardıma çağırıyordu. Özellikle silah istiyor. Tabii ki Peşmerge'nin yardımını da bekliyor.

Sonuçta emperyalistlerden yardım geliyor. Havadan bombalama, yetmiyor, silah yardımı, yetmiyor. Ve Peşmerge güçleri Kobani mevzilerinde yerini alıyor. IŞİD'in ilerlemesi durduruluyor. Son günlerde medya haberlerine görü IŞİD Kobani'de ele geçirdiği bazı köyleri kaybediyor.

Emperyalistler, IŞİD'in katliamlarına uzun süre sessiz kalıyor. Dünya medyası sürekli IŞİD'in vahşice insan öldürme görüntülerini yayınlıyor. Tüm dünya IŞİD'ten nefret ediyor. Bir yandan da IŞİD ilerliyor, topraklarını genişletiyor. Emperyalistlerin haritasını bozuyor. Dünya kamuoyu ve Ortadoğu halkları birilerini IŞİD'i durdurmasını istiyor. Ve emperyalistler Kürtlerin yardım çığlıkları attığı bir aşamada harekete geçiyor. Ortadoğu'da izlediği politikalar ile itibar kaybı yaşayan  Birleşik Devletler
kurtarıcı olarak sahne alıyor.

Emperyalist müdahaleye en çok Kürtler seviniyor. Yeni Osmanlıcılar ve gizli IŞİD'ciler çok üzülüyor. Türkiye'nin Güneydoğu sınırında ne olacak sorusu gündemin ilk maddesini oluşturuyor. Dünyadaki bütün güçlerin bu bölgede çatıştığı görülüyor. Ölenler hep yoksullar oluyor.  

Comments