İktidar operasyonunda yeni taktikler.

Tek parti iktidarı ülke için istikrarın garantisidir propagandası iflas etmiştir.
İslamcı burjuvazinin siyasi temsilcisi, neredeyse bütün devlet kurumlarını ele geçirmiş olmasına rağmen mutlak iktidarını kuramamanın huzursuzluğunu yaşıyor.
"Egemen blok" diye ifade olunan burjuva sınıfı içinde daha çok pay alma kavgası giderek büyüyor.  
Diktatörlük özellikle Kürtlerin coğrafyasında yönetememe krizi yaşıyor.
Burjuvalar arasındaki iktidar kavgası ve Kürt Hareketi ile olan savaşta işçi ve emekçiler seyirci olarak yerlerini alıyor.
İktidar için çatışan güçlerin her biri işçi ve emekçileri kendilerine yedeklemek için amansız ajitasyon, propaganda faaliyeti yürütüyor.
Bu kısa vurgulardan sonra olup bitenlere daha yakından bakabiliriz. 
Mandacılar ile fetihçiler arasındaki çelişki toplum tarafından görünür oldu. Önceleri bu çelişki daha çok söylenti düzeyindeydi ve belirsizdi. Kimin kime ne dediği, nasıl tavır aldığı fuluydu. Şimdi somut olarak görülüyor. Erdoğan diktatörlüğüne karşı emperyalizmle uyumlu, küresel ekonominin ülkemizde sıkıntısız işlemesini benimsemiş "ılımlı İslam" projesine uygun "nur topu" gibi İslamcı bir muhalefetimiz oldu. Toplantılarını gizlemiyorlar, basına açıklama yapıyorlar, böylece Erdoğan'a karşı bir hareket oldukları mesajını veriyorlar. Ancak muhalif duruşlarında AKP'nin kurucusu olduklarına ve Erdoğan'ın giderek kuruluş amaçlarından uzaklaştığına vurgu yapmaya özel önem veriyorlar.   
Yeni ittifakın oluştuğunu görüyoruz.
Yeni Osmanlıcılık fetihçi ve mandacı olmak üzere iki belirgin çizgiyi içeriyor. Bu politik çizgilerin etrafında farklı bileşenler görülüyor. I. ve II. AKP hükümetlerinde bir aradaydılar. "Ortak düşman gördükleri" Atatürkçülüğün sağ yorumunu benimsemiş kısmen laik Genelkurmayı tasfiye etmekte birlikte hareket ediyorlardı. Ancak bugün geldiğimiz noktada farklılıklar arasındaki ayrışma netleşti. İslamcı klikler arasında iktidar kavgası oldukça şiddetli, operasyonel ve yok etme boyutunda yaşanmaya başlandı. Bir zamanlar iktidarın önemli kurumlarını ele geçirmiş olan mandacı Fethullah Gülen cemaati ile A. Gül gibi "Doğucu" anlayış sahipleri birlikte davranıyor. Bu "gizli" ittifak emperyalizmin ve "laik seçkinci burjuvazinin" istediği, adına "ılımlı İslam" denilen projeyi benimsemiş olanlardan oluşuyor.
"Laik seçkinci burjuvazi" Erdoğan diktatörlüğünün önünü kesmek için 7 Haziran seçimlerinde 4 partiyi meclise sokmayı hedefledi ve başardı. Şimdi birden fazla olasılık içeren taktik uyguluyor. CHP ve MHP gibi partiler ile Erdoğan diktatörlüğünün önünü kesemeyeceğinin farkında olan emperyalizm ve "laik seçkinci burjuvazi" İslamcılar içinden etkili muhalefet oluşturmayı amaçlıyor. İlk amacı AKP üzerindeki Erdoğan tahakkümünü zaafa uğratarak AKP hükümetinin ve meclis grubunun Erdoğan'dan bağımsız hareket etmesini sağlamak oluyor.
İkincisi; mandacıları AKP içinde etkin duruma getirmek.
Üçüncüsü; AKP ve diğer partilerden kopmalar ile mecliste 5. partiyi yaratmak.
Dördüncüsü; AKP hükümetini düşürerek 5. partinin de içinde yer alacağı koalisyona hükümetinin kurulmasını sağlamak. Hemen bir not ile anımsatma; Refahyol düşürülme sürecide benzerdi ama 28 Şubat darbesi belirleyiciydi.
Bu olasılıklar burjuva klikleri arasındaki iktidar kavgasında bugünkü gelişmelerden çıkarılmıştır. Türkiye gibi istikrarsız, hem egemen sınıf arasında, hem de Kürtler ile diktatörlük arasında çelişkilerin çok yoğunlaştığı bir aşamada her şeyin birden ters yüz olmasıyla, özellikle Suriye savaşındaki değişiklikler klikler arasındaki ittifakları ve politik taktikleri de değiştirebilir.
Yukarıda belirttiklerim toplumun iç dinamikleri. Bu dinamikler tabii ki dış gelişmelerden ve dış güçlerden sürekli etkileniyor.
Şimdi sıra onlarda;
Emperyalistlerin kuşattıkları, birazda köşeye sıkıştırdıkları Erdoğan'ı (Erdoğan'ın iki de bir de nasırına basılmış gibi "eyyy Amerika", "eyyy Birleşmiş Milletler" diye bağırması bu yüzdendir) daha da zor durumda bırakan, yumuşak görünümlü taktiklerini şöyle sıralayabiliriz:
1- Davutoğlu - Erdoğan arasındaki yönetme inisiyatifinde oluşan "sen-ben" kavgasını derinleştirme.
2- Yeni Osmanlıcıların mandacı kanadını Erdoğan'ı hedef alan açıklamalar yapmasını teşvik etme.
3- Kürtlerin iktidara karşı savaşını destekleme.
4- Suriye'de PYD ve Kürt Kantonlarına aktif desteğe devam ettirerek Türk devletinin müdahale etmesini engelleme.
5- Rusya karşısında Erdoğan'a destek vermeme.
6- Erdoğan'ın Müslüman Kardeşler eksenli Ortadoğu ittifakını Ortadoğu siyasetinin dışına itme.
7- İran ile ilişkileri geliştirerek, Erdoğan'ı özel olarak Suriye'de genel olarak Ortadoğu'da sıkıştırma.
Erdoğan'ın diktatörlük politikasının esnekliği yoktur. Esneklik içermeyen politikanın taktik değişikliklere giderek, yeni ittifaklar oluşturma şansı da yoktur. Ancak güç karşısında "tamam abi" diyerek, sineye çekme ve çaresizliği sonucunda eğilip-bükülme özelliği vardır.
Erdoğan'ın tek hedefi başkanlık. Bu aynı zamanda onun ve şürekasının kurtuluşudur.

Zaman kısalmaktadır. Bunun bilincindedirler. Takvimsel süreci kendilerinin belirleyici olması mümkün değildir. Zamanın tiranlığı altında amaçlarına ulaşmak için acele etmektedirler. Varacakları yer başkanlık olursa kurtuluşlarıdır. Başkanlığa varamazlarsa kurtuluş kaçmaktadır. Şimdilik uzlaşma kapısı da açıktır, ama bu sürecin nasıl yaşanacağıyla ilişkilidir. (12 Şubat 2015)  

Comments