Taksim
Meydanının Önemi Üzerine
Sınıf
mücadelesinde bazı mekanlar, bazı coğrafyalar çok fazla önem kazanır. Bu mekanlar,
coğrafi alanlar toplumun tarihsel bilincinin sağlıklı oluşmasına katkısı
büyüktür. Savaş alanı olabilir, katliamların, infazların yapıldığı yerler
olabilir.
İşgalciler
veya yönetici sınıf toplumsal hafızayı silmek ve kendi ideolojisini haklı
göstermek için somut olanları ortadan kaldırmak ister. Mekanlar veya coğrafi
alanlar en önemli belgelerdir. O mekanlar, coğrafi alanlar var olduğu sürece ne
kadar demagoji, karalama yapılsa da kendi ideolojisini toplumsal hafızaya
yerleştirmekte çok zorlanır. O mekanlar, coğrafi alanlar tarihin en önemli
tanıklarıdırlar. Onlar var olduğu sürece tarih de yok edilemez.
Düşmana
saldırır gibi o mekanlara ve coğrafi alanlara saldıran egemen sınıf,
kırıp-döker, bütün görüntüyü değiştirir, hatta kendi insanlık düşmanı
ideolojisini orada somutlaştırır. O tarihi anları yaşayanlardan sonra gelen yeni
nesile sadece soyut yazılı veya görsel belgeler kalır. Ancak bunun etkisi
oldukça sınırlıdır. Egemen sınıf fırsatını buldukça o belgeleri ya yok eder
veya üzerinde oynayarak çarpıtır. Yeni nesil için katliamların yapıldığı
meydanlar, mekanlar ve coğrafi alanlar artık hiç bir şey ifade etmez. Oradan
kendi ideolojisini ileten ahlaksız, utanmaz, aşağılık egemen sınıf memnundur.
Çanakkale
savaşının coğrafi alanı özenle korunmaktadır. Korunması da gerekir. Osmanlı, birinci
paylaşım savaşında Alman emperyalizmi ittifakı içinde nüfus ve sömürge
alanlarını korumak veya pay almak kapışmasında kendi yerini belirlemiş ise de
Çanakkale boğazında İngiliz emperyalist ordularına karşı on binlerce insanın
yitirildiği savaş, işgal savaşıdır. Bu işgale karşı çoluk çocuk, genç yaşlı,
öğrenci aydın vatan topraklarını korumak için büyük bir direniş savaşı
vermiştir.
Egemen
sınıf tabii ki bu tür mekanları veya coğrafyayı korurken kendi ideolojisini
haklı göstermek için her türlü olanağı kullanacak ve bu zeminden hareket ile
toplumda ideolojik hegemonya kurmak faaliyetini eksik etmeyecektir. Nitekim bugün
burjuvazi, özellikle İslamcı burjuvazi Çanakkale savaşını gerçek içeriğini
saptırarak sadece Türkün büyük kahramanlığı ve Tanrı'nın melekleri aracılığıyla
Müslümanların Hristiyanlara karşı kazandığı büyük bir zafer olarak propaganda
yapması burjuva ideolojisinin ne kadar "değerli" ve "milli"
olduğunu kanıtlayarak hegemonya oluşturmak içindir.
İşçi
sınıfı ve emekçiler için Taksim Meydanı tarih bilincinin en önemli mekanıdır.
Burjuvazi için ise utanç, vahşilik, gözü dönmüşlüktür.
İşçi
sınıfı mücadelesinin hızla yükseldiği, kitlelerin devrimci düşünceler ile
kucaklaştığı ve giderek sisteme karşı değiştirme kavgasını büyüttüğü bir
aşamada aşağılık, gözünü kan bürümüş burjuvazi kontr gerillasını harekete
geçirerek en büyük katliamını 1 Mayıs 1977'de uygulamıştır. Amaç kitlelerin
devrimci düşünceler etrafında örgütlenmesini engellemektir. Katliamın
gerçekleştiği yer Taksim Meydanı'dır. En çok insanımızın öldüğü en önemli yerde
Kazancı Yokuşu'dur.
Bugün
meydanın etrafındaki çatılardan ateş edilen binaların büyük bölümü yoktur.
Tarihin tanıklarından bir kısmını burjuvazi yok etmiştir. Gelinen aşamada
meydanı da değiştirerek bütün kanıtları yok etmeyi kafasına koymuştur. Meydan
ile birlikte Kazancı Yokuşu da yok edilecektir. Sonuçta katliamın bütün
tanıkları ortadan kaldırıldığı için burjuvazi "oh" çekecektir.
Taksim
Meydanı'nın önemini bu şekilde kavrayamamış olan sol sadece 1 Mayıs miting
alanı olarak düşünerek büyük bir hata yapmaktadır. Toplumun geniş kesimi de
"mitingi orada yapacağım-yapmayacaksın" ikilemi açısından soruna
yaklaştığında sol, dolayısıyla işçi sınıfı sürekli kaybetmektedir. Oysa
yapılması gereken biraz önce yukarıda anlattığım gibi Taksim Meydanı'nın çok
büyük katliamının mekanı ve tanığı olduğunu topluma anlatmak, korumak ve
burjuvazinin utanç meydanına dönüştürmektir.
Sol,
sadece miting yapma mücadelesi vermemelidir. Aynı zamanda Taksim Meydanının
daha fazla bozulmasına dur diye bilmelidir. Özellikle Kazancı Yokuşu'nun hiç
bozulmadan muhafaza edilmesini ve katledilen onlarca insanı ifade eden anıtın mutlaka
oraya yapılmasını sağlanmalıdır. (29 Nisan 2016)
Comments
Post a Comment