Rahatsız olan Kim?

Demokrasi ve özgürlüklerin olmadığı ülkelerin yönetim şekli diktatörlüktür. Diktatörlüklerde kimse kimseye güvenmez.

İkide bir de "ecdat", "ecdatımız" dedikleri Osmanlıya bakın olay anlaşılır.

Tek adam yönetimi olan padişahlıkta Sultan hükümdarlar kardeşlerini ve oğullarını tahtı ve saltanatı korumak için vahşice boğdurarak öldürürler.

Demokrasi, özgürlük ve kardeşlik nutuklarının eksik olmadığı ülkemizde ne yazık ki sadece yönetenlerin özgürlüğünden söz edebiliriz.

İktidar güçleri arasındaki iktidara mutlak hakim olma kavgası üst yapı kurumları arasında ciddi güven bunalımına neden olmuştur. Hiç kimse hiç kimseye güvenmemektedir. Tepedeki güvensizlik kurumların en üstünden en aşağısına kadar nüfus etmiştir. Fetö'cülük iddiasıyla gözaltına almalar, tutuklamalar ve işten atmalar bu güvensizliği daha da artırmıştır. Neredeyse herkes birbirinden şüphelenir hale gelmiştir. Bugün İslamcı anlayışın iktidara hakim olmasına rağmen İslamcı tarikatlar, cemaatler, gruplar arasındaki güvensizlik "evet cephesini" bile bölmüştür.

Ortada rahatsızlık olduğu açıkça görülmektedir.

15 Temmuz cuntacılarının başarısız darbe girişimi sırasında askerlerin linç edilmesi ve asker kışlaların kapısına belediye çöp kamyonlarıyla barikat kurulması halkın gözünde orduyu itibarsızlaştırmıştır.

Suriye savaşında istenilen hedefe ulaşılamamış olması da ordu içinde huzursuzluğa neden olmaz mı?

Hürriyet gazetesinin haberi sonrası Başbakan'ın yaklaşık bir saat, ardından Erdoğan'ın iki saat Genelkurmay başkanı ile görüşmesinin ardından Genelkurmay'dan yapılan açıklamada aslında manşetin dışında yazılanların doğru olduğu anlaşılıyor.

Başlıklar halinde sıralarsak;

1- Silahlı Kuvvetler’de başörtüsü yasağının kaldırılması
2-Akit’e başsağlığı telefonu
3-Genelkurmay Başkanı’nın Cumhurbaşkanı ile yaptığı ziyaretler
4-Genelkurmay Başkanı’nın ABD’li generalin ayağına gittiği haberi
5-Kardak kayalıklarına gidişin “turistik gezi” olarak değerlendirilmesi
6-Çuvalcı komutanın madalya takması
Ve CHP milletvekili tarafında kamuoyuna duyurulan
7-Hulusi Akar'ın darbe girişimi sebebiyle tutuklu General Dişli ile Sakarya'da ortak villa almış olması

Hürriyet gazetesi doğrudan Genelkurmay ile görüşüyor ve yukarıda özetlediğim maddelere ilişkin görüş alıyor. Bu görüşleri "Karargah rahatsız" başlığı ile haberleştiriyor.

Haberden sonra hiç bir açıklama yapmayan Genelkurmay, Başbakan ve Erdoğan ile görüştükten hem de haberin üzerinden dört gün geçtikten sonra açıklama yapıyor. Yaptığı açıklamada haber yanlıştır, biz bunları söylemedik demiyor, aslında haberi doğruluyor, ancak "karargah rahatsız demedik" diyor. Hürriyet gazetesi de zaten o başlığı tırnak içinde verip Genelkurmaya atfetmiyor ki? yedi maddeye verilen açıklamalardan böyle bir başlık oluşturuyor.

Genelkurmayın kimden rahatsız olduğu şu cümleler ile çok iyi anlaşılıyor.
"TSK ile devlet ve hükümet arasında sorun varmış gibi yansıtmak olayı saptırmaktır. Cevap verilen eleştirilerin muhatapları bellidir."

Özgür Mumcu'nun yazdığı gibi (1 Mart, Cumhuriyet) Genelkurmayın rahatsızlığı bu tür ilişkilere tepki gösteren muhalefetten kaynaklanıyor.

Ama bir gerçekte şu ki asker kadrolarda en azından bir hoşnutsuzluk bulunuyor.

Cuntacıların 15 Temmuz başarısız darbe girişiminden sonra 1 Ağustos 2016 tarihinde OHAL kapsamında çıkarılan 3. kararname ile Türk Silahlı Kuvvetlerin yapısında köklü değişiklikler yapıldı.

Nedir bunlar?

Özetleyelim;

1- 1970 yılında çıkarılan yasayla "Genelkurmay Başkanlığı barışta ve savaşta silahlı kuvvetlerin komutanıdır" olmasına son verildi.

2- Kara, hava ve deniz kuvvetleri Milli Savunma Bakanlığına bağlandı. Böylece Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın doğrudan emir vermesinin önü açıldı. Cumhurbaşkanı ve Başbakandan komutanlara verilecek emirler her hangi bir askeri makamdan onay almadan yerine getirme zorunluluğu getirildi.

3- Yüksek Askeri Şura'nın (YAŞ) yapısı değiştirildi. TSK'nın komuta kademesinin belirlenmesinde siviller belirleyici sayıya yükseltildi. YAŞ üyeliklerine Başbakan yardımcıları, Adalet, Dışişleri ve İçişleri bakanları da eklenerek sivil üye sayısı 10'a çıkarıldı, asker üye sayısı 4'e düşürüldü.

4-Bütün askeri okullar kapatıldı.

5-İmam Hatip Liselerinden öğrencilerinde alınacağı Milli Savunma Üniversitesi kuruldu.

6- GATA kısa adıyla bilinen Gülhane Askeri Tıp Akademisi'ne bağlı ordunun en önemli sağlık kurumu olan Eğitim Hastaneleri ve Rehabilitasyon  ve Bakım Merkezi ile diğer askeri hastaneler, sağlık kuruluşları Sağlık Bakanlığına devredildi.

7- Askeri mahkemelerde askeri hakimleri belirleme yetkisi Milli Savunma Bakanlığına verildi.

8- Genelkurmay Başkanı'nın açıkladığına göre askeri kadrolara sormadan habersizce orduda başörtüsü serbestliği getirildi.  

Köklü değişikliklere neden olan bu OHAL kararnamesi asker komutanları inisiyatifsiz duruma getirerek tamamen sivil hükümete bağlaması huzursuzluk oluşturmaz mı? (2 Mart 2017)





Comments