Referandum Sonuçları Değerlendirmesi: :
Bu Yolda Galip Sayılır Mağlup

Neden AKP mühürsüz zarfların geçerli olmasında ısrar ediyor?

O zarfların içinde belki "HAYIR" tercihleri var.

Demek ki ille de geçerli olsun diyenler zarfların içinde "EVET" tercihi olduğunu biliyorlar.

Muhalefetin yaptığı açıklamalardan mevcut YSK kanununa göre geçersiz olması gereken oy toplamı yaklaşık 2.5 milyon.

Şimdi bu rakamı esas alarak bir değerlendirme yapalım.

Ne diyor demagoji yapan YSK başkanı "sandık görevlilerinin ihmali sonucunda zarflara mühür vurulmamıştır"

Kabaca bir hesap yapalım ve bu "ihmali" yapan sandık görevlilerinin kaç kişi olduğunu  görelim.,

Seçim kanununda belirtilen her sandıkta 300 seçmenin oy kullanmasını dikkate aldığımızda 2,5 milyon oyu 300 böldüğümüzde yaklaşık 8333 sandık olduğunu buluruz. Demagog YSK Başkanına göre 8333 sandıkta mühürsüz zarf ile oy kullanılmıştır.

"İhmal" eden görevli sayısına bakalım kaç kişi.

Her sandıkta 5 kişi görevlidir. 8333 sayısını 5 ile çarptığımızda 41 bin 665 rakamına ulaşırız.

Özetlersek; Muhalefetin ileriye sürdüğü 2.5 milyon geçersiz oyu esas alarak yaptığımız hesapta  "ihmal" 41 bin 665 sandık görevlisi tarafından 8333 sandıkta yapılmıştır.

Bu kadar büyüklükte ihmalin yapılmış olmasının olanağı yoktur.

Şimdi sonucu yazalım:

1-YSK Başkanının 1994 ve 2004 yıllarında da mühürsüz zarflar geçerli sayılmıştır örneğini vermesi suçluluğunu gizleme telaşıdır.

2- Verdiği tarihlerde mühürsüz zarfların geçerli sayılması tartışma yarattığı ve hileye çok açık olduğu için 2010 yılında YSK kanunun 98. maddesi düzenlenerek "mühürsüz zarfların kesinlikle geçersiz olduğu belirtilmiştir"

YSK Başkanının verdiği örnek kasıtlı olarak vatandaşların kafalarını karıştırmak içindir ve kendisi de kendi kanunu çiğneyerek suç işlemiştir.

3- YSK,  kendi sitesinde yayınladığı videoda geçersiz oyları örnekler ile anlatırken mühürsüz zarflarında geçersiz olduğunu görüntüler ile örnekleyerek anlatmış olmasına rağmen kendi videosunu da utanmadan yok saymıştır.

Şimdi siyasal değerlendirmeye gelelim.

Maddeler halinde yazalım

1- Bir süredir var olan yönetenlerin yönetememe sıkıntısı referandum ile açığa çıkmıştır. Önümüzdeki süreçte bu sıkıntının daha da derinleştiğine tanıklık edeceğiz.

2- Hile ile yüzde 51.3 ile kazananlar aslında psikolojik bir yenilgiyi yaşamaktadırlar. Benzer ama daha ağır bir şekilde 7 Haziran seçimleri sonrası da yaşamışlardı. Beceriksiz muhalefet bu süreci önemli kazanımlara dönüştürememişti.

3- Oy dağılımı üç önemli dinamiği bize vermektedir.

Sınıfsal değil de kategorize ettiğimizde şöyle bir toplumsal görünüm çıkmaktadır:

a) Kürtler: Kendi yaşadıkları coğrafyada seçilmiş  belediye başkanları, parti yöneticileri cezaevlerine doldurulmuş olmasına, çeşitli baskı altına alınmış olmalarına rağmen kendi geleceklerini Erdoğan iktidarında görmediklerini önceki seçimlere göre yaklaşık yüzde 8-9 bir kayıpla göstermişlerdi.

b)Toplumun oldukça eğitim ve kültür olarak geri olanların tercihi Erdoğan olmuştur. Bu kesimler genellikle içindeki sıkıntılı durumdan kendilerini kurtaracak bir kurtarıcı beklerler. "Dik duran, eğilmeyen, herkese kafa tutan adam" diyerek Erdoğan'ın peşine düşmüşlerdir.

c) Toplumun kültür ve eğitim düzeyi yüksek kesimler. Yaşam biçimini ve geleceğini tehlikede gördüklerinden Erdoğan'a hayır demişlerdir.

4- Bu referandumun birinci kaybedeni Devlet Bahçeli olmuştur. Merkez oyların önemli bölümünü almış olan AKP önümüzdeki süreç içerisinde özellikle iç Anadolu ve Karadeniz'deki MHP oylarının da önemli bölümünü alacaktır. Bu anlamda önemli bir avantaj elde etmiştir.

Her ne kadar sonuç olarak kazanan görülse de ikinci kaybeden AKP'dir.
Bütün devlet olanaklarını, neredeyse bütün medyayı kullanmasına ve muhalefetin medya aracılığıyla  halka ulaşmasına engel olmasına rağmen, baskılara, tehditlere, yalana, demagojiye rağmen şaibeli bir şekilde yarıdan bir fazlaya çok zor ulaşmıştır.

5- AKP seçimlere girdiği tarihten bugüne ilk kez İstanbul ve Ankara'da geriye düşmüştür.  

6-İslam Türk ideolojisinin hegemonyasının kitleler üzerinde oldukça etkin olduğu anlaşılmıştır.

7- CHP korkaklığından 2,5 milyon oyun hesabını basın açıklamasıyla sorma yolunu seçmiştir. Böylece iktidarın yüzde 51.3'lük oyun meşrulaşmasına katkı sağlamıştır.  

8- "Laik seçkinci burjuvazi" çizgisinde olanlar referandum sonuçlarını değerlendirirken "şimdi toplumsal uzlaşma zamanı", "ortamı yumuşatma ve normalleşme zamanı" diyerek İslamcı burjuvazi ile uzlaşma isteğini bir kez daha dile getirmiştir.

Ancak Erdoğan'ın "Kılıçdaroğlu hayır derse idamı referanduma götürürüm" açıklaması uzlaşmanın ret edildiğinin ifadesi olmaktadır. Bunun anlamı kayyumlar aracılığıyla sermayenin el değiştirmesine devam edilecektir.

Erdoğan'ın yönetememe sıkıntısını aşabilmenin tek seçeneği kalmıştır: Baskı, baskı, baskı. (17 Nisan 2017)


Comments