Erdoğan
Neden Atatürkçü oldu?
Doğu Perinçek bundan yaklaşık bir ay önce sevinerek “Erdoğan
İslamcı Kemalist oldu” dedi. Kimse ciddiye almadı, herkes gülüp geçti.

Politik Defter’deki
önceki yazılarımda iktidar ittifakların askeri ve siyasi olarak değiştiğini
belirtmiştim.
İttifak içinde olan
güçler birbirlerinin hassasiyetlerini dikkate alan söylem içinde olurlar.
Bu hassasiyet gözetme karşılıklıdır ve kamusal alana yansır. Örneğin İmam
Hatiplerin ülke geneline ayrık otu gibi yayılmasını ittifakın diğer ucunu
oluşturan “Atatürkçüler” sessizce kabul ederler. “Atatürkçülerin” ısrarla laik
cumhuriyet vurgusuna da ittifakın diğer ucu ses çıkarmaz. Hatta “Atatürk”e
hakarette ileriye gidenlerin mahkum edilmesini onaylarlar.
Bu yazdıklarım işin
bir yanı şimdi diğer yanına bakalım.
Tek adam yönetimi
OHAL ile neredeyse bütün muhalefet etme yollarını tıkadı. İktidarın toplumun
dini temellere göre şekillendirmesine muhalif kesimler çareyi “laiklik ve
cumhuriyet” söylemli karşı çıkmada buldu. Özellikle de muhalif olanların izlediği
gazete ve TV kanallarının sürekli “Atatürkçü” söylem ve haberlerinden çok
etkilendiler. Gençlerin öncülüğünde spor salonlar, stadyumlar İzmir Marşı ile
inledi. 12 Eylül darbecilerin devlet ideolojisi olmaktan çıkardığı Atatürkçülük
muhalif kitlelerin bayrağı oldu.
İktidar
stadyumlarda, spor salonlarında İzmir Marşı’nı yasaklayarak geniş kitlelere
ulaşan Mustafa Kemal’e övgü ve bağlılık söyleminin önüne geçmeye çalıştı.
Öyle yaptı olmadı,
böyle yaptı olmadı. İşte bu aşamada burjuva politikacıların özelliklerinden
biri olan taktikle karşılaştık: Muhalif olan sloganları susturamıyorsan onun
içini boşaltarak, saptırarak sahip çıkma iki yüzlülüğü.
Her şeyi kendi
merkezinde toplayan otoriter Erdoğan muhalif kitleyi etkileyip kendi tek adam
yönetimine yedeklemek için yükselişini önleyemediği Atatürkçülüğe sahip çıkmak
zorunda kaldı. CHP’nin Atatürkçülüğü oldukça sorunlu olduğunun farkındaydı. Hata
CHP içindeki muhaliflerin K. KIlıçdaroğlu’nu partiyi Atatürkçü çizgiden
uzaklaştırmakla suçladıklarını da biliyordu. Erdoğan kendi anlayışına göre
ifadelendirerek Atatürk’e sahip çıkarken aynı zamanda CHP içindeki çelişkileri de
derinleştiriyordu.
Yukarıda
yazdıklarıma şunu da eklemek istiyorum: Emperyalistler Erdoğan’ın üstünü çizmiştir,
iktidardan düşürmek için kitle desteğini azaltıcı birçok uygulamalar
yapmaktadırlar. Erdoğan’ın dayandığı ve destek aldığı Putin ile Katar Krallığıdır.
Gerek Erdoğan’ın konuşmalarında gerekse saray beslemesi medyada sürekli milli
politika izleyen Erdoğan’a karşı komplolar kurulmakta olduğu propaganda
edilmektedir. “Yerli ve Milli” söylem Türkiye’nin bağımsız duruşunu içermekte
olduğu şeklindedir. Emperyalistlerin açık işgaline karşı kurtuluş savaşının
lideri Atatürk’e sahip çıkarak bağımsızlığı hedef aldığını söylediği dış düşmanlara
karşı kitle desteğini yükseltmek istemektedir.
Sonuç;
Bir; Erdoğan ittifak
güçlerinin hassasiyetlerini dikkate aldığı; iki, Atatürkçülük zemininde
yükselen muhalefeti engelleyemediği; üç, Emperyalistlerin kendi iktidarını
yıkmak uğraşlarına karşı kitle desteğini yükseltmek için Atatürkçü söyleme yönelmiştir.
(19
Kasım 2017)
Comments
Post a Comment