Suriye’de Çanlar Kimin İçin Çalıyor?

Suriye ordusu İdlib’in kapılarına geldi dayandı. Suriye’de savaşın tarafları birleriyle sık görüşür oldular.

17 Temmuz 2018 tarihinde Helsinki’de Putin ile Trump bir araya geldi.

13 Ağustos 2018’de Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov Türkiye’ye geldi ve Çavuşoğlu ile görüştü.

17 Ağustos 2018 tarihinde Milli Savunma Bakanı H. Akar ile MİT müsteşarı Hakan Fidan Rusya’ya gitti.

Bu üst düzey görüşmeler yapılırken telefon ve alt düzey görüşmelerde var.

Yani son bir ayda trafik çok yoğun.

Yapılan açıklamalar birbirini karşısına alan değil ama anlaşma olduğu şeklinde de değil.

Özetleyelim;

Helsinki zirvesinde “Trump ile Putin Suriye konusunda antlaştı” bu bir iddia olarak basında yer aldı.

Çavuşoğlu ile Lavrol farklı açıklamalar yaptılar.

Lavrol: “Suriye ordusunun İdlib’de teröristlere operasyon yapması hakkıdır. Destek olacağız.”

Çavuşoğlu: “Teröristlerle sivil halkı ayırt etmek çok zor, sivil halkın zarar göreceğinden kaygılıyız.”

Çavuşoğlu ile Lavron’un hem fikir olmadığına kanıt olarak da birlikte basın toplantısının yapılmamış olması işaret edildi.

Son bir ayda bu görüşmeler olurken Suriye devletiyle Kürtlerin temsilcileri arasında Şam’da görüşmeler yapıldı. Bu görüşmelere atfen saray beslemesi medya “Esat ile terör örgütü YPG İdlib’e saldırmak için anlaştı. Sivil katliamların yaşanmasından korkuluyor.” diye yayın yaptı.

Yine bu arada bir açıklamada BM Genel Sekterinden geldi “Türkiye İdlib’den kaçacak insanlar sınır kapılarını açsın”

Son açıklama ABD’den geldi “Rusya ile İblib’de antlaşma yok, Esat kimyasal kullanırsa ağır şekilde cezalandırılacaktır”

Bütün bunları neden özetledik?

İdlib savaşı kapıda. Suriye’nin diğer bölgelerindeki bütün şeriatçı örgüt elemanları Türk yönetiminin aracılığıyla İdlib ve Türk yönetimin inisiyatifinde olan bölgelere taşınmıştı. Bütün bu taşınmalardan uluslararası kamuoyuna bu şeriatçı örgüt elemanlarından Türk yönetimi sorumludur mesajı da iletilmiş oldu.

Suriye’de çatışmasızlık bölgeleri antlaşmasına imza koyarak garantörlüğü üstlenen Rusya, İran ve Türkiye. Çatışmasızlık Şeriat terör örgütleri diye tanımlananları kapsamıyor, tersine bunlarla savaşa devamı içeriyor.

Türkiye’nin İdlib’de 12 askeri gözlem noktası bulunuyor.

Bunu neden belirtiyorum, şunun için; Türkiye girdiği yerden çıkma niyetiyle girmediğini Irak’taki Beşika kampındaki tavrıyla gösterdi. İdlib, Afrin ve benzeri yerlerden de çıkmak istemediğini tahmin etmek zor değil. Bu yüzden geçtiğimiz günlerde Rusya “Suriye yönetimin davet etmediği bütün yabancı güçler Suriye topraklarında çıkmalı” açıklamasını yaptı. Hatta daha öncesinde Rusya Dışişleri Bakanı Lavrol doğrudan “Türkiye Afrin’den çekilmeli” dedi.

İdlib’de operasyon kaçınılmaz aşamaya geldi. Sadece tarihi belli değil.

Rusya, Suriye ordusu ile Türkiye’nin karşı karşıya gelmesini kesinlikle istemiyor ama ABD’de de Afrin’in rövanşını alma hesapları yaptığı görülüyor.

Açıklayalım:

Afrin’de ne olmuştu?

Önce kısaca ABD politikası: ABD Suriye’de yerleştiği bölgelere istemediği hiçbir gücü yaklaştırmayarak “buraların hakimi benim” derken doğrudan askeri güç bulundurmadığı, özellikle Kürtlerin yönettiği bölgelerde de dolaylı desteğiyle Rusya ve İran’ı zorlama yolunu seçiyor. Afrin’de de bu politikasını hayata geçirdi. Ama sonuç istediği gibi olmadı.

Rusya,  hazırladığı Suriye anayasasını kabul etmeyen Kürtleri Suriye yönetimiyle antlaşmaya zorlamak için Türkiye ordusunun Afrin’e girmesine yeşil ışık yakmıştı. ABD “ben orada yokum” anlamına gelen açıklamalar yaparken Kürtlere “Rusya’nın Suriye devleti ile anlaşın politikasını ret edin, direnin arkanızdayım” mesajını iletti. Şimdi ABD benzer bir politikayı İdlib’de uyguluyor. Rusya, Afrin’de Türk ordusuna kolaylık sağlayarak ABD ile karşı karşıya getirmişti. ABD “Rusya ile İdlib’de antlaşma yok” diyerek ve şeriatçı çetelere dolaylı desteğiyle Rusya ile Türkiye’yi karşı karşıya getirmeye çalışıyor.

Sorular şunlar;

*Şeriatçı çetelerin Suriye’de gidecek yerleri kalmadığı için nereye gidecekler?

*Suriye ordusunun İdlib savaşını başlatması ile Türkiye’nin 12 gözlem noktasında bulunan askerler ne yapacak?

Durum oldukça vahim görülüyor. Ekonomik krizin yaşanmaya başladığı ülkemizde birde bu İdlib savaşı başımıza daha büyük dertler açacak olmasın?

Eski Osmanlı imparatorluk coğrafyasında etkin güç olma politikasının memleketi getirdiği aşama hiç de iyi görünmüyor. (23 Ağustos 2018)