Yerel Seçimlere İlişkin Bir Öneri

Devrimcilerin önünde iki görev var:
1-    İdeolojik mücadele
2-    Güncel politika

12 Eylül 1980 darbesinden sonra devrimciler çok önemli olan ideolojik mücadele alanından çekilmişlerdir. Bugün Erdoğan/Bahçeli istibdat yönetimi bütün olumsuzluklara rağmen kitleleri meydanlarda toplayabiliyor ve her kötü gidişi komplo diyerek halka kabul ettiriyorlarsa bu iktidarın ideoloji/kültür hegemonyasının ne kadar güçlü olduğunun görünümüdür.

İçine girilmiş olan ve adım adım derinleşen ekonomik krizin özellikle “orta sınıf” diye tanımlanan, gelir düzeyi ve yaşam standardı işçilerden yüksek, kısmen aydın ve kent kültürlü olan bu kesimin ciddi gelir kaybına uğraması ve yaşam standartının gerilemesiyle sokak ve meydan protestoların başlama olasılığı Erdoğan/Bahçeli istibdat yönetiminin ideolojik hegemonyasını kısmen zaafa uğratmasından söz edilebilecek olması hegemonyanın sonlandığı anlamına gelmeyecektir. Çünkü sonuçta kent kültürlü bu “orta sınıf”ın ezici çoğunluğu geçmişten bugüne Erdoğan/Bahçeli muhalifidirler.

İçinde bulunduğumuz aşama güncel politikaya yoğunlaşılmasını zorunlu yapıyor. Bir yandan ideolojik hegemonyayı zaafa uğratacak kitlelere ulaşan teşhir ve propagandaya hız vermek, diğer yandan yakın olan yerel seçimler çalışmasına bugünden başlamak. Yasal mücadele araçlarını kullanma gibi derdi olmayanların biraz önce yazdıklarımın hiç anlamı yoktur, onlar kapsam dışıdır.

Bugün devrimcilerin, sosyalistlerin, komünistlerin toplamının oyu yüzde biri bulmadığı bir gerçektir. Hiç kimse kendini aç tavuk gibi darı ambarında görmesin. Otuz küsur yılın sonucunda gelinen nokta: Marjinallik. Bu yüzden keskin olmaya, atıp-tutmaya hiç gerek yok. Karşımızda adım adım örülen İslam faşizmi var. İçinde bulunduğumuz geçiş aşaması, hızla tamamlanmaya doğru gidiyor. Bitişin tarihini de verdiler: 2023

Eğer Erdoğan/Bahçeli istibdat iktidarını geriletmek ve mevzi kazanmak istiyorsak gerçekçi olmak zorundayız. Toplamı yüzde bir yapmayan devrimciler, hepsi bir araya gelse bile başarabilmelerinin olanağı yoktur. İkinci seçenek; HDP ile birlikte olmaktır. HDP bir kısım devrimciler ile birlik içindedir. Dışına kalanlarda katılmış olsa da olmasa da Kürtlerin yoğun olarak yaşadıkları illerde belediye seçimlerini, normal koşullarda, kazanacaktır. Zaten Türkiyeli devrimcilerin o illerde esamisi okunmadığı bir gerçektir. Diğer illerde, özellikle batı illerinde ise iktidarı kaybettirmeye dönük sonuç almakta olanaklı değildir. Geriye kala kala CHP kalmaktadır. Bana göre bu aşamada Türkiyeli devrimcilere ikili görev düşüyor. Her şeyden önce devrimci yerel bir program hazırlanmalı, zaman kaybetmeden, tüm devrimcilere, örgütlere ve HDP’ye çağrı yapılarak mümkün olan en geniş katılımlı toplantılar örgütleyerek tartışılıp, değerlendirilip hızla sonuçlandırılmalıdır. Sonra da bu program etrafında CHP ile ittifak önerilmeli. Bu gelişmelerin hepsinin bilgisi kitlelere ulaşması mutlaka sağlanmalıdır. CHP bu ittifaka yanaşmaz denildiğini duyar gibiyim. Büyük olasılıkla öyle olacaktır. Bu olası hassas aşama Türk-Kürt kardeşliğinin ve birlikteliğinin ortamını yarat fırsatını vermiş olacaktır. Oluşturulmuş olan program etrafında HDP’nin Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı ve bugün kayyum ile yönetilen illerin dışında CHP adaylarının destekleneceği açıklanmalıdır. Sonuç gelecektir: İslam faşizmi 2023 hedefine ulaşmadan önlenmiş olacak ve çubuk devrimci halk iktidarına doğru bükülecektir.   

Comments