Moskova Antlaşması
Mutabakat deniliyor ama antlaşma demek daha doğru gibi
geliyor bana.
Neden?
TDK sözlük antlaşmayı "İki veya daha çok devletin
saldırmazlık, savaşta iş birliği vb. konularda kararlaştırdıkları ilkelere
uygun davranmayı kabul etmeleri durumu, ahit, muahede, ahitleşme, pakt." diye tanımlıyor.
Yine aynı sözlük Arapça kökenli olan
mutabakatı "uzlaşma, uygunluk"
olarak açıklıyor. Bu tanımlama boşlukta kalıyor, Suriye'de olup bitenleri
karşılamıyor.
Moskova Antlaşmasından önce ne deniliyordu
ne oldu sorusuna yanıt gelecek ama önce "yerli ve milli"(!) gazete
manşetlerine bakalım:
Saray beslemesi gazetelerin haber başlıkları
*Yeni Şafak: "İdlib
zirvesinden ateşkes çıktı"
*Türkiye: "Ateşkese
imza rejime uyarı"
*Akşam:
"Ateşkesi sağladık."
*Karar:
"Zirveden ateşkes çıktı"
*Yeni Akit:
"İdlib'de ateşkes için anlaştılar"
Yeni Akit hızını alamamış bir gün sonra, 7 Mart 2020, "sahada
yendik masada kazandık"
*Yeni Birlik:
"Türkiye istediğini aldı."
*Milat: "İdlib'de ateşkes"
Milat'ta bir gün sonra "Hem sahada hem masada"
Erdoğan destekçisi Aydınlık:
Türkiye-Rusya bayrakları ve Erdoğan ile Putin'in fotoğrafı ile birlikte
"ABD'nin İdlib Tuzağını bozdular"
Putin'in ayağına gitmek zorunda kalınmayı "yerli ve
milli" gazeteler zafer çığlıklarıyla okuyucusuna sunuyor. Yabancı basın
nasıl haber yapmış, bir de ona bakalım.
* (Moskova Mutabakatından sonra) olgulara bakarsak, Şam
konumunu sağlamlaştırmış, isyancılar da saha kaybetmiş oldu. (Le Monde)
* “Erdoğan, Moskova'da Putin önünde diz çöktü” (Washington
Examiner)
* “Putin Erdoğan'la bir kez daha kumar oynadı ve bir kez
daha kazandı” (El Monitor)
* “Suriye İdlib'de ateşkesin Erdoğan için bir bedeli
var” (Jerusalem Post)
* “Recep Tayyip Erdoğan'ın Vladimir Putin'e İdlib konusunda
vermek zorunda kaldığı tavizler” (Le Figaro)
* “Askerlerimiz Suriye'de Erdoğan yüzünden öldü” (Courrier
International)
* (Mutabakat metnindeki) en anlamlı nokta, M5 otoyoluna
hiçbir atıf yapılmamış olması. Bu da, Türkiye'nin M5'i kaybettiğini kabul
etmesi olarak okunabilir” (Le Monde)
* “Putin'in kullanışlı aptalı Erdoğan” (Le
Point)
* “Erdoğan'ın Putin'le dansı: Aşağılandı ama zevahiri
kurtardı” (El Monitor)
* “Rusya-Türkiye: Erdoğan için yolun
sonu mu?” (France 24) (https://artigercek.com/yazarlar/ragipduran/moskova-bozgunu)
Ne olmuştu?
Çok geriye gitmeye gerek yok. Soçi Antlaşmasına bakmak yeterli. Soçi
antlaşması Türkiye'ye "terör örgütü" olarak kabul edilmiş eski El
Kaideci yeni adları HTŞ olanların tasfiye edilmesi ve M5 ile M4 karayollarının
Suriye yönetimin inisiyatifine geçmesi... Ilımlılarla çatışmaların olmaması
için Türkiye ve Rusya'ya görev yüklüyordu. Türkiye bu yüzden gözlem noktaları
kurmuştu. 2019 Aralık ayına kadar Soçi
antlaşmasında varolanların gerçekleşmiş olması gerekiyordu. Rusya Şubat ayında
Türkiye'nin sorumluluklarını yerine getirmedi diye sık sık açıklamalar yapmaya
başlamıştı.
Peki Yeni Osmanlıcılar ne yapıyordu? İdbil'de bulunan asker sayısını
artırıyor, savaş araç ve gereçleri gönderiyor, bu arada "Suriye Milli
Ordusu" adı altında şeriatçı çeteleri örgütlüyordu.
Bunun üzerine Rusya destekli Suriye ordusu İblid savaşını başlattı. Önemli
bir çok köy ve kasabaları ele geçirdi ve M5 karayolunu da bir kaç kez el
değiştirmesine rağmen inisiyatifine aldı. Bu arada sayısı tartışılan resmi
açıklamaya göre ellisekiz asker yitirildi. Türkiye'nin gözlem noktalarının
dokuzu Suriye ordusunun kuşatması altında kaldı.
Anayasaya göre başkomutan olan Sarayda oturan Recep Tayyip Erdoğan ültimatonu
verdi: "Şubat sonuna kadar rejim
gözlem noktalarımızın gerisine çekilmezse gereğini yapacağız" Suriye
ordusu çekilmediği gibi Rus uçaklarının hava desteğiyle İdbil'din güneyinde
yirmi köyü daha "teröristlerden temizliyor" ve egemenliğini ilan
ediyordu.
Comments
Post a Comment