Soylu'nun İstifası

Soylu göreve geri dönmüş, istifa paylaşımını da hesabından silmiş. Çok fazla önemi yok. Neden mi? İttifak güçlerinin arasındaki çelişkinin geldiği boyutu ortadan kaldırmaz da ondan.

AKP koalisyon iktidarıdır. Devletin restorasyon sürecinde gelinen aşamanın koalisyonudur. 2002 yılından bugüne söyleye geldim ve söylemeye de devam ediyorum. 

Koalisyon ittifakları, aşamanın özelliklerine göre değişmektedir. Cemaat cuntasının başarısız darbe girişiminden sonra görünen olan Yeni Osmanlıcıların fetihçi kanadı ile "Ergenekon" ittifakının siyasi ayağı fazla gecikmeden tamamlanmıştır.

Bu süreç iki dış, bir iç olarak üçlü işlemiştir.

İç ittifak; İstanbul DYP il başkanlığından bildiğimiz ırkçı, azılı sol karşıtı Süleyman Soylu'nun içişleri bakanlığına getirilmesi eski sabıkalı Mehmet Ağar'ın oğlunun milletvekili yapılmasıyla iç ittifak tamamlanmıştır.

Dış ittifak; İlki "Ergenkoncu" diye bilinen komutanlar ile gerçekleşmiştir.

Bu ittifaklar yetersiz kalmıştır, siyasi ayak açıktadır, tamamlanmalıdır. Yoksa otoriter rejim gerçekleşmez. Yılların kaşarı D. Perinçek'in gönüllü açıktan desteği eksikliği doldurmaya yetmemektedir. O tarihi kadar 12 Mart ve 12 Eylül darbeleriyle devletten dıştalanmış MHP göreve çağrılmıştır. Tek adam yönetimine geçiş anayasa referandumu ile siyasi ayakta tamamlanmıştır.

Bu güçleri bir araya getiren ortak payda Kürt sorunu ve sol korkusudur.

Koalisyonu oluşturan her güç kendi amaç ve hedefleri doğrultusunda işbirliği içindedir. Her birinin fırsat kolladığını fark ediyoruz. İstifa ve benzeri gelişmelerde de hiç şaşırmıyoruz..

Üç çelişki görünen olmuştur:

İlki; Fetihçi Yeni Osmanlıcılar ile faşizme varan ırkçı Soylu-Ağar ittifak güçleri çelişkisi. Damat ile Soylu görünümdedir.

İkincisi; Bu aynı zamanda, tahminim, Soylu-Ağar ittifakının da destek olduğu Adalet Bakını ile Damat, dolaylı olarak saray çelişkisi...Özellikle Cemaat ile ilişkili olan saray yanlısı sermaye grubunun yargılanması....

Her kriz ittifak güçleri arasındaki çelişkiyi şu veya bu nedenle derinleştirir. Her güç, mevzisini çoğaltmak ister, bu yüzden fırsat kollar, hatta birbirlerine tuzak bile kurarlar.

İktidarın Coronavirüs salgınına hazırlıksız yakalanması süreci istediği gibi yönetememeye neden olmuştur. Koalisyon güçleri arasında yöneteme krizi kendini hissettirmeye başlamıştır. Sokağa çıkma kararı ile gizlenemez noktaya gelmiştir.

Karar genelgesinin yayın tarihine baktığımızda uygulanma gecikmesi koalisyon güçleri arasında ciddi anlaşmazlık olduğu görülüyor. Sokağa çıkma kararının uygulandığı tarihten bir hafta önce alındığı anlaşılıyor. Kararın alındığı tarih ile uygulandığı tarih soru işareti olarak duruyor.

Kolonya, maske dağıtımını bile Erdoğan açıklarken sokağa çıkma kararını neden İçişleri Bakını Soylu açıklamıştır? Bu soruyu da şu anda net yanıtlayabilmenin olanağı yoktur.  

Sosyal medya paylaşımları mutlak doğrudur diyemeyeceğim ama yine de ip ucu vermektedir. Bir paylaşıma göre sokağa çıkma fiyaskosu sonrası sarayın Soylu-Ağar ekibini tasfiye için adım atmanın fırsatını oluşturduğunu ve sarayın trollerinin Soylu'yu görevden almak için kamuoyu oluşturmak için harekete geçtiği, kamuoyu oluşumuna CHP'li muhaliflerin istifa diye katılmasıyla 100 bin twit ulaştığını, bunu fark eden Soylu-Ağar ittifakı istifa kararını hayata geçirerek hamleyi boşa çıkarmayı amaçladığını yazıyor. Ve 100 bine karşılık 350 bin twit atıldığını belirtiyor.  

Karşılıklı hamleler olduğunu iki şey doğruluyor.

Bir; AKP Kadın Kolları Genel Başkanı Lütfiye Selva Çam, S. Soylu'nun istifası  "Sayın Süleyman Soylu'yu tabanımız sevmişti. Ancak, başarının nereden geldiğini, imkân ve yetkileri kimin verdiğini, liderimiz sayın Erdogan'ın gücünü nasıl paylaştığını asla unutmamalı. Şayet liderinden destursuz ayrılır ise bu muhabbeti yitirir; Kardeşane hatırlatmak istedim!" mesajını paylaşıyor. Buradaki " imkân ve yetkileri kimin verdiği" ile "destursuz ayrılır ise" ifadeleri oldukça dikkat çekiyor.

İki; Soylu'nun istifasının Erdoğan tarafından kabul edilmediğini ve görevine devam etmekte olduğu açıklaması....

Özetle Soylu'nun istifası

1- İktidarı oluşturan ittifak güçlerin arasında çelişkilerin derinleştiğini
2- Yönetememe gibi sürece girilmekte olunduğunu
3- Yönetme araç ve yöntemlerinde değişimlerin olacağını
İşaret ediyor.

Hani bir söz var filler tepişirken çimler ezilir diye. Bu suskunluk ve muhalefetin bu beceriksizliği aklıma getirdi de....





Comments